-
1 söze karışmak
v. chip in, chime in, chop in, interfere in, sail in, barge in, interrupt -
2 söze karışmak
to interrupt, to chime in (with sth), to chip in (with sth) -
3 chop in
söze karışmak -
4 chop in
söze karışmak -
5 chip in
söze karismak, lafa girmek; (para) katmak--------chip in (with sth)söze karismak; biraz para katarak istirak etmek -
6 вмешиваться
karışmak,müdahale etmek* * *1) ( в чужие дела) karışmak, el sokmakвме́шиваться в разгово́р — söze karışmak
2) ( для пресечения нежелательных действий) işe karışmak, müdahale etmekони́ тре́буют, чтобы и вы вме́ша́лись — sizin de duruma müdahale etmenizi istiyorlar
-
7 barge in
söze karışmak, lafa karışmak* * *birden içeri dal -
8 sail in
söze karışmak, girmek, dalmak -
9 sail in
söze karışmak, girmek, dalmak -
10 chime in
söze karismak, lafa girmek -
11 chip in
katılmak, söze karışmak, iştirak etmek, sözünü kesmek, lâfa girmek* * *katıl* * *1) (to interrupt: He chipped in with a remark.) söze karışmak, lâfa girmek2) (to give (money): He chipped in with a dollar for the gift.) vermek -
12 söz
1) слово, речь, разговорsözü açılmak — пойти - о речи (о чём-л.)
sözü ağzında bırakmak, sözü ağzından almak — прервать, не давать договорить
sözün ardı boşa çıkmak — все разговоры оказались / были тщетными
sözü ağzına takımak — затыкать рот, не давать возможности говорить
söze başlamak — начать разговор о чём
sözünü esirgememek / sakınmamak — говорить прямо, не выбирая слова, резать правду-матку
söz etmek — а) говорить о ком-чём; б) сплетничать о ком
sözünü kesmek — а) прекратить говорить; б) прервать разговор, прервать чью-л. речь; перебивать кого
söz sözü açar — слово за слово, и пойдёт разговор
sözü tartmak — разговаривать, взвешивая слова
2) слово, обещаниеsöz almak — а) взять слово ( для выступления); б) заручиться чьим-л. обещанием; в) получить положительный ответ семьи невесты
3) слухи, молва••- söz aramızdasöz gümüşse sükût altın — посл. слово - серебро, молчание - золото
- söz atmak
- söz arasında
- sözünü bilmez
- söz bir Allah bir!
- sözünden çıkmamak
- söz dinlemek
- sözü geçer
- söz geçirmek
- sözünü geçirmek
- sözü geçmek
- söz gelmek
- sözüne gelmek
- söz getirmek
- söz götürmez
- söz işitmek
- söz kaldırmamak
- sözde kalmak
- söz kesmek
- sözü kesmek
- sözü mü olur?
- sözü sohbeti yerinde
- sözüm yabana dışarı
- sözüm meclisten dışarı
- söze yatmak
- söz yok! -
13 chime in
ahenge katılmak, söze karışmak* * *söze karış -
14 intervenir
v i1 agir müdahele etmek◊Ils sont intervenus dans le conflit. — Çatışmaya müdahele ettiler.
◊Elle est intervenue en leur faveur. — Bayan onların lehinde araya girdi.
2 parler söze karışmak◊Il intervient souvent dans la conversation. — Sık sık konuşmalarda söze karışıyor.
3 oluşmak◊Un fait nouveau est intervenu. — Yeni bir olgu oluştu.
-
15 dazwischenreden
dazwischen|redenvi lafa karışmak, söze karışmak -
16 break in(to)
1) (to enter (a house etc) by force or unexpectedly (noun break-in: The Smiths have had two break-ins recently).) zorla girmek, tecavüz etmek2) (to interrupt (someone's conversation etc).) araya girmek, söze karışmak -
17 break in(to)
1) (to enter (a house etc) by force or unexpectedly (noun break-in: The Smiths have had two break-ins recently).) zorla girmek, tecavüz etmek2) (to interrupt (someone's conversation etc).) araya girmek, söze karışmak -
18 interrupt
v. söze karışmak, sözünü kesmek, kesmek, ara vermek, sekte vurmak, yarıda kesmek, kapatmak (görüntü)* * *1. ara ver 2. sözünü kes* * *1) (to stop a person while he is saying or doing something, especially by saying etc something oneself: He interrupted her while she was speaking; He interrupted her speech; Listen to me and don't interrupt!) sözünü kesmek, araya girmek2) (to stop or make a break in (an activity etc): He interrupted his work to eat his lunch; You interrupted my thoughts.) ara vermek3) (to cut off (a view etc): A block of flats interrupted their view of the sea.) kesmek• -
19 interfere in
burnunu sokmak, söze karışmak -
20 interfere in
burnunu sokmak, söze karışmak
- 1
- 2
См. также в других словарях:
söze karışmak — başkaları konuşurken araya girip konuşmak Birdenbire söze karışarak düdük gibi bir sesle işi doğruladı. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
söz — is. 1) Bir düşünceyi eksiksiz olarak anlatan kelime dizisi, lakırtı, kelam, laf, kavil 2) Bir veya birkaç heceden oluşan ve anlamı olan ses birliği, kelime, sözcük 3) Bir konuyu yazılı veya sözlü olarak açıklamaya yarayan kelime dizisi Yer yer… … Çağatay Osmanlı Sözlük